Güncelleme Tarihi:
-Beşiktaş Çarşı'da kendisine 'Sizi o kadar özlüyoruz ki' diyen bir kadının eğilerek elini öpen ve 'sizlerin sayesinde yaşıyorum' diyen, evine misafir gelen bir çocuk bile olsa misafirleri oturmadan kendisi oturmayan ince bir nezaketin insanı olan Seba'nın bu tutumunu Metin Tekin şöyle anlatıyor; "Ondan kalan en önemli şey ise nezaket. Hiç unutmam ve unutmayacağım: 6-7 yıl önce bir düğüne davetliydim, Başkan da -o dönem 81-82 yaşındaymış demek- davetliymiş. Bir masada Fenerbahçe Başkanı Aziz Yıldırım, rahmetli eski Galatasaray Başkanı Özhan Canaydın ile beraber oturuyordu. İki başkanla selamlaştım, Başkan’ın “Evladım gelmiş” diyerek ayaklanarak bana sarılmasını unutamam. O, bu nezaketi 12-13 yaşındaki çocuğa da yapardı. Bir kadından önce masaya oturduğunu görmedim. Bu nezaket bazılarında eğreti durur ama nezaket onun karakteriydi."
-Seba gençlere ve çocuklara karşı gösterdiği sevecenlik ve yakınlıkla da gönüllere taht kurmuştu. Sokakta kendisini gören ve elini öpmeye çalışan gençlerle sıkıca tokalaşan ve "teşekkür ederim genç arkadaşım" cevabını veren efsane başkan ülkenin gençlerine her zaman değer vermişti; 1980'li yılların ortalarında mağlup oldukları bir maç sonunda hakem hatalarından şikayet eden Beşiktaşlı oyunculara şu cevabı vermişti. 'Sizler Beşiktaş’ta oynuyorsunuz. Bir tek maçta bile sizin yerinizde olmak için tüm bir hayatını verecek milyonlarca fakir insan var. O yüzden siz öyle bir mücadele edeceksiniz ki hakemi bile yeneceksiniz.'
Arada onu kızdırmak için “Başkanım daha ne istiyorsun, evinden çıkıyorsun, karşında heykelin” derdim. Mutevazı şekilde geçiştirirdi: “Heykel belki benim ama siz diktiniz onu.” “Ne olur yeni kuşaklara eski dönemleri anlatın” derdi bize hep. Merak etmesin, anlatacağım. Masada çok keyif alır, çok keyif verirdi. En çok o masaları özleyeceğim."